fbpx

Blog

Gönüllü Yazıları

Rapsodi Macaristan

Merhaba Ben Burak. 2013-2014 güz döneminde erasmus programı ile Macaristan Szent Istvan Üniversitesi Gödöllö kampüsünde eğitim görme şansı yakaladım. Hayatımdaki  en harika bu  5 ayı şimdi sizlerle Gönüllü Hareketi Blog sayfasında paylaşmaya karar verdim. Bu bir erasmus başarı hikayesidir.

Erasmus programı ile Avrupa’ya gitmek için önümde tek bir engel vardı o da Erasmus bölüm koordinatörü. Son 3 başvururum alttan dersin var diyerekten onaylanmamıştı. Oysa ki ganom ve dil puanım ile bölümde 1 yada 2. asil adaydım. Böyle şey olur mu bu çok saçma dediğimde aldığım cevabı asla unutamam ”saçma olan bi şeyi sana anlatamam”. Nitekim en son dayanamayıp üniversite Erasmus Koordinatörlüğüne gidip durumu anlattığım da gitmeye hak kazanmıştım. O an  aslında hiç sevinç yaşamamıştım aksine bölüm koordinatörüne acayip sinir olmuş karşıma çıksa bi kaşık suda boğacak durumdaydım. Neyse ki savaş baltalarımızı gömdük aramızda.

Tercihlerimde en çok gitmek istediğim okul “Hollanda has Hogeschool”du ama 2.tercihim Macaristan Szent Istvan Üniversitesi çıkınca şok oldum bi an. Yine bölüm koordinatörüne kızmış ulan bak gıcıklığına yollamadı Hollandaya diyordum ki sonradan Macaristana yolladığı için duacısı oldum çünkü hem Macaristan hem gittiğim Szent Istvan Üniversitesi gidebileceğim en iyi şehir ve üniversite olduğunu fark ettim oradayken.

Ders seçimi belgelerin hazırlanması derken gün gelmişti. Uçak biletimi almış vizenin çıkmasını bekliyordum ki vize 1 hafta geç çıktı ve  uçak biletim yanmıştı ama ertesi hafta vize çıktığı gibi  hemen Wizz Airden biletimi aldım ve Budapeşteye uçtum. (evet uçtum, sevinçten havalara, hiç gidemiyeceğimi düşünüyordum çünkü) 1 hafta geç gittiğim için karşılama yoktu ve kendim gitmek zorundaydım Gödöllöye. Uçakta tanıştığım U18 Türk Milli Eskrim Takımındaki gençler Keleti Tren Garına kadar yolu tarif etmişlerdi. Keleti Palyaudvar’ da error verdim nasıl gidilecekti Budapeşteden Gödöllö’ye? Herkes macarca konuşuyor ben nasıl halledicem bileti treni falan derken bileti almış trene binmiştim.. Türkiye’de tren garı görmeyen ben Macaristanda 5 ay trenle yolculuk yaptım. Şimdi trenle yolculuk yapmayı özledim Türkiyede.

Gödöllő Allomás’da indiğimde kampüs istasyonun yanındaydı ve  tahtadan, eski ama sağlam  bi köprüden kampüse geçiş vardı. Kampüsü ilk gördüğümde çok beğendim tarihi binası bana Boun güney kampüsündeki eski binaları hatırlattı. Oryantasyonu kaçırdığım için ilk gün napıcaz burda soruları vardı aklımda  ama ilk gece Erasmus “party”sine gidince tüm sorular aklımdan kalktı ve ”baba burası cennet” moduna geçiş yaptım hemen ilerliyen günlerde Türk Erasmusçu(!)larla Budapeşte’ye akınlar düzenledik. Avrupa’nın kalbi olarak anılan Macaristan bence Budapeşte demek. Budapeşte dışındaki şehirlerine de gittim. Eğer, Debrecen, Miskolc Szeged, Esztergom gibi ama en iyi şehri Budapeşte.

Budapeşte tuna nehri ile Buda ve Peşte olarak iki bölgeye ayrılan bir şehir. 8 harika köprü ile bu 2 bölge birbirine bağlanır. Buda kısmı tepelik olup, Peşte daha düz kalır. Buda kısmında gelert tepesi, fisherman,  Buda Castle, Gül Baba Türbesi, Veli Bej Hamamı, Peşte kısmında ise kahramanlar meydanı parlemanto binası, Vaci Utca Caddesi, Szent Istvan Kilisesi ve Szecheny Bath gidilip görülmesi gereken yerlerden. Ha birde Tuna Nehri ortasında Margaret Adası var ve şahanedir. Budapeşteye şöyle alıcı gözü ile baktığımızda Sovyetler döneminden kalan mimarisi bir harika! Bir çok film ve klip bu şehrin sokaklarında çekilmiş ve bu şehir adeta bir film stüdyosu gibi. Feher İsten filmi buna örnek..

Gece hayatı hızlı olan bu şehirde ise gece gidebilceğiniz en iyi yerler Morison’s, Szimpla, Instant, Hello Baby ve bizim tektekçi dediğimiz küçük shot barlarda ucuz shotlar içebilirsiniz. Ayrıca dünyanın en iyi kafesi New York Kafe de bu şehirdedir ama pahalı olduğu için biz genelde kahramanlar meydanındaki Kafe Kara da vakit geçirdik orası da iyidir. Budapeşte’de her yer Török Etterem yani Türk Restoranı. Blaha lujza terdeki Babam Döner de  Fırat Abi’nin hem muhabbeti hem Gyrosu parmak yedirtecek derecede lezzetlidir.  Bu arada şehri en iyi gezme yolu Budapest Free Tour  3 farklı formatta şehir gezme imkanınız var. Bakınız: Free Budapest

Çok gezdik gelelim eğitim kısmına, Erasmus denildiğine herkesin aklına ucuz alkol, çılgın “party”ler gelse de aslında öyle değil Szent Istvan Üniversitesi Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biri hatta tarım ve gıda konusunda dünya çapında bir üne sahip. Derslere dünya çapında proje yapan kişiler geliyor ve yaptıklarını anlatıyor. Kampüste dünya çapında her ülkeden öğrenci ile karşılaşabiliyorsunuz. Transgenetik dersinde sınıfın yarısı Afrikalı yarısı Asyalıydı tek Avrupalıya benzeyen öğrenci bendim. Dersler küçük gruplar halinde işleniyor ve teknik gezilerle ders pekiştiriliyor. Bir dersim sadece teknik gezilerden ibaretti. Sınavlar ise çok rahattı genellikle yaptığımız sunumlardan not alıyorduk. Sadece  “Informatics” dersinde Macarca Office Libre programı öğrenmek çok zordu ama “I’am Erasmus” diyip başardım geçmeyi. En ilginç sınav anım ise hocanın yurttaki odama gelip sınav yapmasıydı. Türkiye’de nerde böyle hocalar…

Daha önce yurtdışı tecrübem olmasına rağmen hiç bu kadar uzun süre ailemden uzak  tek başıma başka bir ülkede çok farklı bir dili konuşan insanlar arasında yaşamamıştım. Macarca kolay değildi ve 2. dilleri de Almancaydı en çok karşılaştığım soru “Spchrist du Deutsch” idi? Ne kadar “einbischen Deutsch” desemde yetmiyordu Almanca da. Bu 5 aylık süre boyunca çok farklı tecrübeler  ve maceralar yaşadım. Yeni arkadaşlıklar edindim ve erasmus programı sayesinde hayata farklı bir pencereden bakma imkanı buldum (klişe laf ama doğru) dünyanın sadece Bursa’dan ibaret olmadığını gördüm.

Erasmus anıları askerlik anıları gibi bir başladı mı bitmez ama biz burada bitirelim. Nazım Hikmet’in 1954 senesindeki Macaristan günlerinde yazdığı hoş bir şiir ile sonlandıralım yazımızı:

Layık olmadığım kadar ağırladın beni hoşçakal.

Götürüp koydum gellert tepesine,

Senin kır çiçeklerini, macar toprağı.

Kendi halkım adına hoşçakal.

Başaklarına tane, hayvanlarına besi,

Çeliğine kuvvet, insanlığına bahtiyarlık dilerim, hoşçakal !

Belki yine gelirim, belki ömür vefa etmez,

Ama bilirim; gün olacak bilirim,

Senden bize, bizden sana, misafir gidilecek,

Bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi.

Hoşçakal macar toprağı,

Hoşçakal kardeş toprağı,

Hoşçakal !

Keep Erasmus Spirit Alive!

Burak Temel