Selamlar! Kısa dönem olarak yaptığım ilk EVS projemden sonra, uzun dönem olarak yeniden ev sahibi kuruluşum olan CAT Fundacja’daki projeme başladım. Burada insanların bütün ülkelerden gelen gönüllülere yaklaşımı ve gönüllülerin ise kendi yaşamlarında bir şeylere ara verip buradaki insanlar, çocuklar ve gençler için bir şeyler yapmaya çalışmasını görmek gerçekten mutluluk ve insanın kendini geliştirmesi yeni fikirler edinmesi açısından büyük bir fırsattı benim için.
Sadece İngilizceyi geliştirmek için yapılması gereken değil aynı zamanda kendine bir şeyler katmak ve insan olma bilincine daha hızlı ulaşmak açışından, herkesin yetişkin yaşama başlamadan önce uluslararası bir gönüllülük programına katılmasını tavsiye ederim. Ben bu programın ilk haftalarında neler yaptım, biraz bundan bahsedeyim.
İlk hafta oryantasyon, adaptasyon süreciydi, benim için önceden alışık olduğum bir tempo ve tanıdığım insanlar olduğu için çok kolay ve çabuk atlattım. Ancak alışık olmayan birisi için bu tempo ve fazla maruz kalınan yabancı dil, baş ağrısı ve yorgunluk hissiyatı yaratabilir. Buna hazırlıklı olmak lazım.
Başladığımız hafta yeni gönüllüleri tanıma, öğrenme ve öğretme yöntemleri, insan ilişkileri ve takım olabilme gibi birçok alana değinerek eğitimler verildi. Hafta sonu hoş geldin partisi düzenlendi. Yeni başlayan gönüllülere ise kişilik analiz testleri yapıldı. Hangi gönüllünün, hangi alanda daha rahat çalışacağı ve değer yaratacağı tespit edildi. Takım çalışması için gereken her şey, nasıl birlikte çalışacağımıza dair bilgiler ve herkesin kendine özgü kişiliği olduğu için kişilik testlerine eğitimler süresince vurgular yapıldı.
Yeni hafta içerisinde yapılacaklar ve ay için planlanan etkinliklerden bahsedildi. Yaratıcı fikirleri paylaşmaktan çekinilmeyecek bir ortam olduğu ise sürekli bize söylendi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için planlanan büyük bir etkinliğin, kâğıttan çiçekler yapıp şehir merkezinde bütün kadınlara dağıtılması etkinliğinin koordinatörlüğü, her hafta salı ve perşembe günleri uluslararası gönüllüler ve yereldeki genç gönüllülerin katıldığı chill-out zone ve action reaction projelerinin sorumluluğu bana verildi.
Sonraki hafta günlerin çoğu çiçek projesini düzenlemek, çiçeklerin yapılması için etkinlikler, buluşmalar, oyun akşamları ve partiler düzenlemek ve çiçek yapmakla geçti. Bir yandan çiçeklerle uğraşırken, bir yandan da okullarda yapacağımız sunum ve workshopları hazırladık. Dünya depresyon gününde gençler için hediyeler ve sunumlar hazırladık. Pankartlarla bilgilendirme broşürleri şehrin her köşesinde yerel ve uluslararası gönüllüler ile birlikte dağıttık.
Bütün bu etkinlikleri yaparken, farklı ülkelerden, farklı kültürlerden insanların emekleri ile bir şeyleri beraber başarmanın mutluluğu paha biçilemez. Kimsenin çıkar gözetmeden insanlar için bir şeyler yapabileceğini görmek, zor bile olsa hala güzel insanların olduğunu keşfetmek, insanın keyfini çok ama çok yerine getiriyor.
Hâlihazırda birçok yeni arkadaş ve bakış açısı kazandığım bu deneyimde, farklı ülkelerin mutfaklarını tanıyabilme imkânım da oluyor. Yine de Türk Mutfağının hepsinden çok farklı ve vazgeçilmez olduğunu gerçeğini hiç değiştirmiyor.
Buradayım ve mutluyum! Her şey yolunda gidiyor. Deneyimlerimi zaman zaman yine sizlerle paylaşacağım. Herkese sevgi ve saygılarımı gönderiyorum 🙂
Başer Çağrı Dilli – Leszno, Mart 2020