fbpx

Blog

Gönüllü Yazıları

Litvanya’nın İncileri

Tecrübeleri paylaşmaktan korkmamalı… İlk yurt dışı deneyimimden en iyi öğrendiğim algı sanırım bu oldu. Hikâyeye en ilginç ve en unutulmaz yerinden başlamak istiyorum. İlk kez yurt dışına çıkacaksınız çok heyecanlısınız yıllardır kurduğunuz hayaliniz gerçek oluyor. Bunun için bavulunuzu hazırlarken en güzel kıyafetlerinizle doldurmaya çalışıp bir de kışa denk gelmesinin sebebiyle yeni kalın kıyafetler alıyorsunuz. Hazırlanan bavul ile yola koyuluyorsunuz, Bursa’dan otobüse biniyorsunuz, İstanbul’da Alibeyköy’de iniyorsunuz ve o nadide şekilde hazırlanmış bavulunuzu almak için bagaj bölümüne yöneldiğinizde bir bakıyorsunuz ki bavulunuz yok!

Evet, pişmiş tavuğun başına gelmeyecek şey benim başıma geldi. O andaki ilk tepkimi unutamam sanırım; güldüm ve dedim ki bavulum yok…

Keşke maceramız burada bitse… Ukrayna aktarması ile Litvanya’ya geçiş yapacaktık. Ve ilk uçağımız rötar yapıp bir buçuk saat gecikmeli hareket etti. Daha sonra Ukrayna’da aşırı sisten dolayı iniş yapılamadı ve 2 saatlik yolculuğumuz aksilikler ile beraber 4-5 saati bulmuştu sanırım (o kadar yorulmuştuk ki tam hatırlayamıyorum). Ve ilk rötarın getirdiği sonuçla beraber Litvanya uçağını da kaçırmıştık. Tekrardan Ukrayna’dan bilet almak zorunda kaldık. Direk uçuş olmaması nedeniyle onu da Estonya aktarmalı aldık. Sonuç olarak 24 saatte 1 otobüs 4 uçak yolculuğu yapmak zorunda kaldık.

Gelelim Litvanya maceramıza… 10 günlük bir koçluk-liderlik eğitimine katıldık. Başlangıçta tam olarak ne yapacağımız ile ilgili çok soru vardı kafamda ama zamanla hepsinin cevabını buldum. Kaldığımız yer başlı başına bir eğitim merkeziydi. Doğanın yeşilin içinde, mis gibi fakat bir o kadar da soğuk bir hava vardı. Gün içinde sık sık kahve ve yemek molası veriyorduk bu da zamanla benim sürekli acıkmama sebep olmaya başladı. Yemekleri elbette ki farklıydı bizimkinden fakat oldukça da güzeldi. 6 farklı ülkenin katılımı ile gerçekleşmesi sebebiyle de diğer ülkelerden çok fazla bilgi edindim. Yaşam tarzları hakkında olsun dilleri hakkında olsun. Etkinlik esnasında da çok farklı uygulamalar ve aktiviteler yaptık. Yeri geldi 22 kişi beraber düşündük ve grup çalışmasını gerçekleştirdik, yeri geldi 5-6 kişi sunum hazırladık ve sunduk, yeri geldi sadece 2-3 kişi bir çalışma gerçekleştirdik. Bu sayede de herkesle çalışma fırsatı bulmuş olduk. Çalışmalar sayesinde zamanla “ben kimim?” sorusuna cevap buldum. Ve etkin dinleyici nasıl olunur, kişisel koçluğu ve grup koçluğunu nasıl yaparsınız bunları öğrendim. Diğer ülkelerdeki iş fırsatları ve de çalışma imkânları hakkında da bilgi edinme fırsatı da buldum. Kültürel gece, sauna, şehir gezisi, film gecesi gibi akşam yapılan faaliyetler sayesinde de bolca eğlenceli vakit geçirdim.

Ve gelelim bir diğer maceramıza Ukrayna’ya… Dönüşte önceden planladığımız gibi Ukrayna’ya uğradık orada bir gece kaldık. Ukrayna’nın bende etkisi büyüktür çevremdeki arkadaşlarım biliyorlar. Gerçekten bir şehirden bu kadar etkileneceğimi düşünmezdim. Öncelikle havaalanında iner inmez zaten İstanbul’da gibi hissetmeye başladım taksicilerin çevremizde dolanıp taksi ister misiniz sorusuyla. Onlarda bizler gibi her şeyin ticaretini başlatmışlar. Ya da belki biz onlar gibi… Başkente Kiev’e gitmek için otobüse bindik. Otobüse binmeden önce de bizimkiler kalacağımız otele nasıl gideceğimizi sorup öğrendiler. Daha doğrusu doğru öğrendiğimizi sanmışız. Otobüse bindikten sonra eski şehir tarafına gelene kadar Rusça alfabeden başka bana ilginç gelen hiçbir şey yoktu. Hatta yolda uyumak yerine dışarıyı izlemeyi tercih edecektim bolca beton yığınını görünce vazgeçtim ve kapattım gözlerimi. Bana göre o kadar çok İstanbul’u andırıyordu ki Boğaz köprüsü gibi iki yakayı birleştiren fakat daha küçük bir köprüden bile geçtik. Son durakta indikten sonra metroya binmemiz gerektiğini söylemişlerdi. Uzunca bir süre belki de 10-15 dakika kadar metroyu aradık. İnsanların İngilizce seviyesi de yetersiz olduğu için anlaşmakta zorlanabiliyorsunuz. Metroya bir şekilde ulaştıktan sonra 3 durak gittik indik ve dışarı çıkıp oteli aramaya başladık. Ve bu sayede ilk turist tecrübemi de yaşamış oldum. Çünkü oteli bulana kadar şehrin bir kısmını gezmiş ve keşfetmiş olduk. Oteli bulduğumuzda ise bizim için şok anıydı. Çünkü ilk metro arayıp durduğumuz yere geri gelmiştik. Meğerse metroya binmeye hiç gerek yokmuş o caddenin sonundaymış bizim otel de. Neyse otele yerleştik dinlendik ve çıktık şehri keşfetmeye. Gruptan bir arkadaşımızın vasıtasıyla iki üniversiteli Kievli kızla tanıştık ve onlar yaklaşık 5-6 saat hiç bıkmadan ve çok hevesli bir şekilde bize şehri gezdirdiler. Şehrin nerdeyse her yeri tarihti. İnsanlar yaratıcıklarının sınırlarını zorlayıp şehrin belli yerlerinde kullanmışlar. Çok fazla da heykel vardı şehirde bir yerden sonra sanırım bıkmıştım heykel görmekten. Şehir merkezinde insanların oturabilecekleri cafe de yoktu.. Eski şehir tarafı gerçekten çok etkileyiciydi. ilk gece çok yorulduk ama değdi. Ertesi gün kendimiz elimizde harita ile gezmeye başladık. Bir süre sonra alışveriş yapmaya karar verdik. Ve ilk durağımız bir şekerci dükkanı oldu. Ve dedim ki Türkiye’de neden böyle bir işletme böyle bir market yok! İki katın tamamı da şeker çikolata dolu olan bir market… İki günde durmaksızın gezmemize rağmen şehrin gezilmesi gereken yerlerinin yarısını bile bitirememiştik. Şansımıza hem şehir ucuzdu hem de paralarının değeri yoktu ve maddi yönden problem yaşamadığımız bir tur oldu. Ukrayna ile ilgili bırakırsanız beni sabaha kadar konuşabilirim o yüzden daha detaylı dinlemek isteyenlere birebir anlatmak daha iyi olacaktır sanırım.

Bir de bana en ilginç gelen durumları paylaşmak gerekirse… Başta ezan sesinin yokluğunu bu kadar hissedeceğimi düşünmezdim. Avrupalıların yaşam tarzına birebir şahit olmak kabullenmekte kolay değildi. Bence genel olarak da çok genç görünüyorlar.

Genel özeti burada bitirmek ve sizleri daha fazla sıkmamak lazım diye düşünüyorum.

Ve sonuç olarak Gönüllü Hareketi ile projelere katılmaya kendimi geliştirmeye gönül verdiğim için çok mutluyum. İyi ki buradayım derken içi dolu kelimeler dökülüyor ağzımdan. Teşekkürler Gönüllü Hareketi & Görükle Gençlik Merkezi…

Bu arada unutmadan bavulum bulunamadı.